top of page

İBADETLERDE TEMEL İLKELER

İbadetlerde birtakım ilkeler vardır. Bu ilkelerin başında isteklilik, samimiyet, gösterişten uzak olma, kolaylık ve güç yetirebilirlik gelir.

1. İsteklilik ve Samimiyet

İnsanda bir işe karşı isteklik olması için yaptığı işin önemini kavraması gerekir. İsteksiz yapılan işten huzur duyulmadığı gibi amaçlanan verim de elde edilemez. Eğer ibadet isteksiz yapılırsa onun verdiği huzur hissedilemez. Dolayısıyla insan, Allah’a gönülden ve isteyerek ibadet etmelidir. İbadetler, kişide ahlaken ve ruhen değişme meydana getirmiyorsa amacına ulaşmamış sayılır.
İbadetlerde sadece istekli olmak yeterli değildir, aynı zamanda samimi olmak da gerekir. Samimiyet, içten olmak demektir. Samimi olmak, aynı zamanda ihlaslı olma anlamına da gelir. İhlas ise yapılan işi gönülden benimsemek demektir. Peygamberimiz samimiyetin önemini bir hadisinde şöyle açıklar:
“Sizden biriniz Allah’a kulluktaki samimiyetini güzelleştirirse yaptığı her iyilik onun için on katından yedi yüz katına kadar çoğaltılarak yazılır…” ( Buharî, İman, 31. )
Allah inanç ve ibadet konusunda insanları tamamen özgür bırakmıştır. Allah şöyle buyurur.
“O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin.” (Ğaşiye, suresi, 21-22. ayetler.) “Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır.” (Bakara suresi, 256.ayet.) İnanç ve ibadetteki özgürlük riyakârlık ve münafıklığın yolunu kapatır.

2. Gösterişten Uzak Olmak


İbadetlerde asıl olan, tam bir inanmışlık içinde, bilinçli, gösterişten uzak ve içtenlikle Allah’a yönelmektir. İbadetler, sadece Allah’ın rızasını kazanmak için yapılır ve karşılığı da sadece ondan beklenir. İbadetin gösteriş amaçlı veya herhangi bir çıkar elde etmek için yapılması, dinimizce çirkin bir davranış olarak görülür. İbadetlere gösterişi riyanın karışması, onun manevi değerini azaltır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de ibadetlerde gösterişten uzak durulması konusunda bizi şöyle uyarır: “Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki onlar namazlarını ciddiye almazlar. İbadetlerini gösteriş için yaparlar.” (Mâ’ûn suresi, 4-6. ayetler.) Başka bir ayette de şöyle buyrulur. “Ey iman edenler! Yardım ettiğiniz kimseleri başa kakmak ve incitmek suretiyle o sadakalarınızı boşa çıkarmayın. Allah’a da ahirete de inanmadığı hâlde sırf insanlara gösteriş yapmak için malını harcayan kimsenin durumuna düşmeyin!… Öyleleri işledikleri hiçbir şeyden sevap ve mükâfat elde edemezler…” (Bakara suresi, 264. ayet.)

3. Kolaylık ve Güç Yetirebilirlik

Yüce Allah insanlara güç yetiremeyecekleri sorumluluklar yüklememiştir. Yalnızca güçlerinin yetebileceği ibadetler emretmiştir. Belli bir zamanı, şekli ve şartları olan bu ibadetlerin hepsi, insanın yapabileceği davranışlardır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de yer alan “…Allah sizin için kolaylık ister; zorluk istemez…”(Bakara suresi,185.ayet.) ve “…Din hususunda sizin üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi…”(Hacc suresi,78.ayet.) şeklindeki ayetler de bunu göstermektedir. Hz. Peygamber de,“Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız, sevdiriniz nefret ettirmeyiniz.” (Buharî, İman 29.) ve “Din kolaylıktır…”( Buharî, İman 1-15. ) sözleriyle dinin özünde bir zorluğun olmadığını bildirmiştir.
Allah, emretmiş olduğu ibadetlerde bazı özel durumlarda insanlara çeşitli kolaylıklar sağlamıştır. Örneğin hasta olan kişiler ramazan oruçlarını erteleyebilir, iyileştikten sonra tutabilirler. Yine abdest almak için su bulunmayan durumlarda teyemmüm ile namaz kılınabilir. Yolculuk sırasında dört rekâtlı farz namazlar iki rekât olarak kılınabilir. Yine sağlığı elverişli olmayan kimseler oturduğu yerden namazlarını kılabilirler.
Allah şöyle buyurur.
“Allah hiç kimseye kaldırabileceğinin üstünde bir yük yüklemez…” (Bakara suresi, 286. ayet)

bottom of page